Karantina'da 33. Gun: Ic sesimi hiç bu kadar yüksek duymamistim

Merhaba,

Biraz once Luna’yi yürüyüşe cikardim. Saat 22:30. Dışarda birsey beni çok sasirtti, hatta biraz da korkuttu, sessizlik... Yolun çok uzağında degiliz, yaklaşık 800 metre uzagimizda Treviso’nun en işlek caddesi var, en azından birkaç haftaya kadar öyleydi. Bir tane araba sesi yok suan etrafta, tren sesi yok, inşaat sesi ve ya insan sesi de. Tum makina ve araçların yokluğunun sebebini biliyorum, sokağa cikma yasağı, peki ya insanların sessizliği?

Burada hiçbir zaman o internette yayılan şarkılar, tavaya vurmalar olmadı. Burası Treviso, Milan ve Padova;dan sonra corona virus’un en sert vurduğu yer. Insanlarda umut yok, bugun yine 853 olu vardi. Treviso’da sadece 1 tane hastane var, hergun 2-5 arası kisi hayatini o hastanede kaybediyor. Hayatini kaybedenlerde sessizce morga yerleştiriliyor, yalnız, kapalı…

Bu ölü havası heryeri sarmış durumda burda. Insanlar mutsuz ve umitsiz. Hele sokaklar daha da korkunç. Evin icinde baska bir gerçeğin icinde yaşıyoruz, sanki birey olmamış gibi veya sanki bir pazar günü gibi, evden cikmamisiz pijamalarına çıkarmadan kahvemizi iciyoruz kitabimizi okuyoruz, sonra belki biraz yoga, sakinleşmek icin. Ne zaman disarm köpeğimi çıkarsam o zaman fark ediyorum suan neler yasadigimizi, nasıl bir durumun tam ortasında oldugumuzu. Disardaki sessizlik ve soğuk anlatıyor hepsini, uzucu. Insanlarin hayatlarından umitlerini kaybetmiş olması. Biz evimizde yaşatmaya devam ediyoruz, eminim ki herkes de öyle. Çünkü evin icinde güven var, bu karantina gittiğinde acaba herkes birbirine ve disarm tekrar nasıl güvenecek acaba…

Benan DemirComment