Karantina'da 32. Gun: Günler git gide uzuyor mu ne?
Merhaba Sevgili okur,
Oncelikle yapabileceğim, ve yazabileceğim Türkçe hataları icin beni affet. Bunun birkaç sebebi var: 1) klavyem Ingilizce, 2) Yaklaşık 10 yıldır Turkiye’de yaşamıyor, gun icinde ailemle FaceTime disinda da ne yazik ki kullanamıyorum.
Gelelim bu blog’un sebebine: Aslında ben bunu Italya’da ki karantinanın 17. günü yazmaya baslamistim. Biraz kafamı dağıtma ve burada olanları size 1. şahıstan anlatmak icin. Birkaç kisi benden turkce de yazmamı, orada herseyin yeni basladigini ve bilgi karmaşası oldugunu söyledi. Herseyden oto ne olursa olsun, orda gercekten ciddiye almadiginizi düşünüyorum, ya da yeterinde ciddiye almadiginizi. O yüzden size bu günlükleri yazıcım. Karantina’ya girince aslında herseyin ne kadar değiştiğini, sokağa cikmanin bir lüks haline geldigi ve hergun uyandiginizda acaba bugun kaç kisi olecek diye güne başlamanın ne kadar korkunç birey oldugunu göstermek icin yazacağım.
Dun sabah cildin bir baaamm sesine uyandık. Bu kadar isin icinde bir de terasin cami catlamis. Neyse bu zamanlarda neler calisiyor diye merak ederseniz sigorta şirketleri ve bankalar calisiyor. Hatta sipariş veren dükkanlar vs. da calisiyor, hayatin ve ekonominin bir sekilde devam etmesi lazım sonuçta. Her zaman olduğu gibi ilk babami arayıp sordum, ne yapicaz cam patladı diye. Allahtan elimizde telefon FaceTime falan varda, yoksa bu kadar uzun zaman birbirini görmeden duymadan nasıl geçer bilmiyorum.
Bu arada herkes acaba Virus’u bende kaptım mi derken, alerji mevsimi de geldi. O yüzden kendinizi germeyin, emin olun Virus’e yakalandiginizda bilirsiniz. Konuştuğum bir kaç insan var yakalanan ve atlatan, ne yazik ki atlatamayan ve annesi babası yogun bakımda olan arkadaşlarım da var. Bilmiyorum anlatamıyoruz ailelere, neden öyle? Biliyorum 50-60-70ler zordu, ve sizin Turkiye’de yasadiginiz seyler bizimkilerle ölçüşemez bile, fakat bu baska. Gercekten baska. Havadan geciyor düşünsenize, iste zaten ondan evden cikamiyoruz.
Her gun aksam 19:00 gibi Tommy’le bugunun gelişmelerine bakıyoruz. Ben cogu Avrupa’daki yerin Italya gibi olmayacagini düşünüyordum ama baktım ki dun Almanya, Ingiltere, Ispanya falan da vahim bir duruma doğru ilerliyor. Neye güvenerek bizde Boyle olmaz diyebilirsiniz ki? Devlete mi…? Ben suan bulunduğumuz durumda sunu anladım. Kendi önlemini almak icin devleti beklemiyeceksin. Hangi hastalık icin devlet senin icin önlem almış ki. Sen kendi hayatini neden başkasına teslim edesin ya da, doktorlar disinda tabi. O yüzden sevgili okur, sen en iyi sokağa çıkma yasagini bekleme, çünkü seni sokakta tutmak isteyenler sadece ülke ekonomisini döndürmek icin, kendi önlemini de almadigi icin seni kurbanlık koyun gibi caresiz bırakiyor. Sen evde kal, bizde burada haftada bir dikiyoruz, evden sadece bir kisi cikiyor yemek alisverisini maske ve eldivenle yapıyor. Açık sebze meyve de almıyor, söylediğim gibi unutma havadan geciyor, tanimadigin biri üflese püflese üstüne bitti iste.
Neyse ben size günlüklerimi yazmaya devam edeceğim, yapacak baska bir seyim yok zaten de…
Saglikla kalin.